Berlin’de Gezilecek Yerler
Berlin’e geldiğinizde aşağıda sıralamış olduğumuz şehrin en önemli turistik mekanlarını rahatlıkla görebilirsiniz. Listede adı geçen yerleri inceleyerek kendinize güzel bir gezi planı hazırlayabilir ve serbest zamanda ayrıca görmek istediğiniz yerleri ziyaret edebilirsiniz. Sizin için derlediğimiz Berlin’de Gezilecek Yerler listesindeki şehrin en popüler yerlerini Interbus seyahatiniz esnasında ziyaret edebilirsiniz.
Berlin Gezilecek Yerler / Tarihi ve Turistik Mekanlar / Müzeler
Listedeki turistik yerler hakkında detaylı bilgi için merak ettiğiniz yerin üzerine tıklayabilirsiniz.
Alman Parlamento Binası – Reichstag
Soykırım Anıtı
Potsdamer Platz
Berlin Gezi Rehberi linkine tıklayarak bu şehir hakkındaki tüm genel bilgilere ulaşabilirsiniz.
Berlin’de Gezilecek Yerler
Berlin Gezilecek yerler bakımından sanat ve tarihsel yönden Avrupa’nın en güçlü şehirlerinden biri. Türkiye’nin Avrupa ayağı diye nitelendirilen şehir, Hitler’in adını ve heykelini fazla göremeyeceğiniz ama şüphesiz onun izlerini hissedebileceğiniz bir yer aynı zamanda.
Berlin hakkında çokça şey söylenmesine rağmen aman ne yapacağım ki ben burada diye indiğim kent. Tabi harika bir bira festivaline denk geleceğini tahmin etmemiştim. Tarihi yapılar, müzeler, temiz hava, ağaçlar, geniş caddeler ilgimi çekse de aslında biraz da yorgunlukla gezmeye pek hevesli değildim ancak yanılmışım Avrupa’nın Sanat ve kültür merkezi olarak anılmasının yanı sıra ilgi çekecek güzel yerler var. Hem eğlenip hem de tarihi bir gezi yapmak mümkün. Ayrıca bol ağaçlı bir şehir olması kandaki oksijenle dinlenmeyi de sağlıyormuş bunu farkettim ki bir büyük şehirden beklemezdim. Ayrıca gelişen house müziğin etkisi de şehirde epey fark ediliyor. Kısaca Berlin benim için beklediğimden çok daha keyifli geçti.
Şimdi gelelim gidince nereleri görmeliyiz listesine… Elbette Brandenburg Kapısı. 18. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş ve şehrin en önemli ziyaret noktalarından biri olduğu söyleniyor. Bence de bu ünvanı oldukça hak ediyor son derece dikkat çekici bir eser. Dönemin kralı gösterişli bir kapı yapma hayaline kapılmış ve bu istek Brandenburg Kapısı’nı ortaya çıkarmış. Soğuk savaş zamanı doğu kapısı olarak kullanılmış. Kapıdan geçince Unter Den Linden Caddesi’nden geçebilirsiniz bu cadde, bu yol o kadar keyifli ki ıhlamur ağaçları var çeşitli müzelere açılıyor bazı yollar, yani sürekli sağa sola bakma isteği uyandırıyor ve çok huzurlu. Bu arada bahsettiğim kapıya çok yakın bir noktada Reichstag Parlamento Binası yer alıyor. Sanki ilgi çekici bir yer değilmiş gibi düşünülüyor ama özellikle mimari sevenler için mutlaka görülmesi gereken bir yapı 1894 yılında yapılmış ve inanılmaz bir manzarası var zaten turistleri de bu manzara çekiyor genelde. Ayrıca bir Alman Parlamento Binası’nın kapısı İmparatorluk Sarayı’na bakması gerekirmiş ama tam tersi yöne yapmışlar, nedenini bilmem. Binanın asıl güzelliği tepesindeki cam kubbe çünkü bu kubbeye vuran ışık aynalarla binanın içine yansıtılıyor ayrıca yağmur suları kullanılabiliyor ve güneş panelleri ile de elektrik üretilebiliyor. Yapıldığı döneme göre göre oldukça ileri bir teknoloji ve son derece de zevkli inşaa edilmiş.
Biraz şehir hayatını yaşayayım, ne yapıyor bu insanlar bir izleyeyim, bir bakayım derseniz Alexanderplatz‘a geçmek lazım. İsmini Rus Çarından alan Aleksander Meydanı epey eski bir meydan ancak hala şehrin yerlileri genelde burada buluşuyor. Berlin’i tamamen seyredebileceğiniz bir Tv Kulesi de var ve bu kuleye çıkabiliyorsunuz, tabii ücretli. Sanırım gece 12’ye kadar izin veriyorlar ki gezginler için gayet iyi bir saat. Manzara severler için iyi bir fırsat olsa gerek. Meydanda yemek yiyebilirsiniz, bir şeyler içebilirsiniz, alışveriş yapabilirsiniz. Eğer meydana uzak bir yerdeyseniz de metro hattı ile buraya kolayca ulaşabiliyorsunuz. Dinlenmek, biraz şehri izlemek, alışveriş yapmak için ideal bir yer. Yeni bir meydanı olmadığı için de oldukça sıcak ve hareketli. Ben epey sevdim. Aslında sevme sebeplerimden biri de 5 kişilik bisikletlerdi. Hem eğlendim hem de pek yorulmadım. Denemek isterseniz bi bakın ama mutlaka pazarlık yapın. Ciddi bir indirim kopardığımı hatırlıyorum.
Gelelim Berlin Duvarı‘na. Elbette buralara gelmişken duvarı görmemek olmaz. Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya’ya kaçmamaları için örülen ve sonrasında utanç duvarı olarak anılan ve çokça acılar yaşatan bu duvar bugün bir blog gibi. Söyleyecek sözüm var diyen sanatçılar güzelce düşüncelerini işlemişler duvara. Hatta zaman zaman sergi duvarına dönüşüyor. Evet Berlin Duvarı yıkıldı ancak kalıntılar şehirde boydan boya duruyor. Kimilerine göre eğlenceli görülse de siyaset, yakın tarih ve ülkeler tarihine meraklılar için kocaman bir gazete gibi. Yani işlenen hiçbir şey tesadüfen yapılmamış, son derece anlamlı. Koordinatörleriniz sizi duvarın yıkılmamış keyifli bir bölümüne götüreceklerdir muhtemelen ve duvar etkisinden kurtulmak için nehir kenarında vakit geçirme şansınız olacaktır.
Katledilen Yahudiler Anıtı‘na pek değinmedim çünkü büyük ihtimal önünden geçecek ve farkedeceksiniz zaten. Hepimizin bildiği malum hikayeden sonra Almanlar bir özür dilemek istemişler ve bu anıtı şehrin ortasına inşaa etmişler. Sade, düz, modern ve niyete uygun bir anıt olmuş. Yine Potsdamer Meydanı, Berlin Katedrali, Charlottenbur Sarayı bence gidilmesi gereken yererden. Tabii ki Berlin bunlarla bitmiyor ancak benim aklımda kalan ve etkilendiğim yerler genelde bunlar. Eğer bolca zamanınız varsa Angela Merkel’in evinden zooloji müzesine, pek çok tarihi kiliseye, müzeye gitme şansınız var. Berlin‘e varmadan kesinlikle görmek istediğiniz yerleri listelemelisiniz.
Oradan oraya gezerken ülkemizin yemeğine, suyuna hasret kaldıysanız gezerken sokak aralarında türklerin işlettiği mekanlar bulabilir hatta sacda gözleme falan yiyebilirsiniz. Kesin görülecek yerlerden sonra bence salın gitsin. Gerçekten vakit keyifli geçecektir ve elbette tükettiğiniz bira miktarına dikkat edin, ne olur ne olmaz değil mi..
